30/03/2012
BUGÜNKÜ Yeni Çarşı ile ilgili sürdürdüğümüz yazımızın dördüncüsü ile karşınızdayım. Böyle bir yazıyı kaleme almamız konusunda bizi teşvik eden ağabeyimiz “Ahi Baba” Sayın Mustafa Karagüllü’ye teşekkürlerimizi sunarken bundan önceki yazılarımızdan dolayı bizleri arayan, kutlayan çarşı esnaflarına, dostlarımıza da teşekkür ederim.
Yeni Çarşı’daki eski Atatürk heykelinin yanındaki bugün İş Bankası bulunan dükkanda 50 yıl önce şehrimizin tanınmış ailelerinden, Kale Eteği’nde uzun yıllar camcılık yaptıktan sonra geçen yıl aramızdan ayrılan Hüseyin Boynueğri’nin babası Hacı Rıfat Boynueğri’nin camcı dükkanının olduğunu söylerler. Bu dükkan daha sonra hemşehrimiz
Turgut ve Erkut Çetintürk'ün babaları Hamdi Çetintürk'ün lokantası oldu. O yıllarda şehrin en iyi lokantalarından olan hemşerilerimiz misafirlerini burada ağırlarlar. Lokantacı Hamdi Ağa, lokantacılığı bıraktıktan sonra Çarşı Camii'nin karşısındaki esnaflardan Hasan Yüceer'le birlikte yıkılan Terme Kaplıcası'nın işletmeciliğini aldılar. Lokantadan boşalan bu yere de Kale'nin eteğinde bulunan Ziraat Odası'nın altındaki İş Bankası Kırşehir Şubesi'ni buraya taşıdılar. Banka daha sonra buranın mülkiyetini de satın aldı ve geçtiğimiz yılarda yeniden tadilât yaparak üzerine bir kat daha çıkıp bugünkü modern haline getirdi.
İş Bankası'nın sağındaki bugün döviz bürolarının olduğu dükkânda yıllar önce Türk Telekom'un ilk müdürü olan Orhan Seyfelioğlu'nun babası Muhittin Seyfelioğlu'nun yazıhanesi olduğunu hatırlıyorum. Daha sonra bu mekânda aşiretten Abdullah Kılıç ayakkabıcılık yaptıktan sonra burası terzi Yaşar Oğan'a geçti. Yaşar Oğan ölümüne kadar burada sarraflık yaptı. Altındaki sarraf dükkânının yanında ise konfeksiyoncu, ayakkabıcı gibi esnaflar vardı. Yanındaki dükkânda da şehrimizin tanınmış tüccarlarından Ali Rıza Mutlu sarraflık yaptı. Altındaki dükkânda ise Ahi Evran Mahallesi Muhtarı Kadir Şenyüz'ün babası Yenice Mahalle Körçeşme Sokak'ta oturan Ali Rıza Şenyüz ölümüne kadar en az 50 yıl burada konfeksiyonculuk yaptı. Bu dükkân Kırşehir'deki şapka satılan tek işyeriydi. Şimdi aynı dükkânda yine aynı işi oğlu sürdürüyor. Bitişiğindeki dükkânda da yıllar önce Musa Mızrak adlı hemşehrimiz uzun yıllar kunduracılık yapmıştı. Kendisi çok güzel mest, lapçın tabir edilen ayakkabıları imal ederdi. Şimdi bu ayakkabıları yapan ne usta kaldı, ne de alıp satan. Bu dükkânda şimdi aşiretten bir hemşehrimiz konfeksiyoncu olarak iştigal ediyor.
Yanında beyaz eşya mağazası olan Yıldırım Berk'in oturduğu dükkânda da yıllar önce babası Hacı Asaf Berk terzilik yapmaktaydı. Hacı Asaf Berk mülkiyeti kendisine ait olan bu dükkânda terzilik mesleğini bıraktıktan sonra oğulları Yılmaz ve Yıldırım Berk'in Singer dikiş makineleri bayiliğinin yanında, beyaz eşya satan mağazaları vardı. Bu iş yeri bugün oğlu Yıldırım Berk'e geçti ve o da aynı işi oğullarıyla birlikte Kırşehir'in güvenilir esnafları olarak ticari faaliyetlerini sürdürüyor.
Bitişiğindeki alt köşedeki dükkânda ise mülkiyeti kendisine ait olan dükkânda uzun yıllar Mustafa Nalçacı oğullarıyla birlikte Gonca Giyim Mağazası olarak hizmet ettiler. Nalçacı'nın oğulları bu işi daha sonra İstanbul'a taşıdılar. Bu mekânı şimdi Yıldırım Berk kendi iş yeriyle birleştirerek büyük bir beyaz eşya mağazası yaptı.
Sol tarafa döndüğümüzde ise Yıldırım Berk'in dükkânın yanındaki yerde geçmişte lâstik ayakkabı satan bir iş yeri vardı. Şu an aynı yerde beyaz eşya satan Yusuf Akdeniz'in babası Osman Akdeniz'in 50 yıl önce bu dükkânda Kılıçoğlu kiremit ve çimento bayii dükkânı vardı. Osman Akdeniz bu işi bıraktıktan sonra oğlu Yusuf Akdeniz burada beyaz eşya mağazacılığına başladı. Bu dükkanın bir kısmını bölüp Karadenizlilerin işlettiği bir lokantaya kiraya verdi.
Az ileride ana caddeye bakan büyük dükkânda ise yıllar önce terzi Alaaddin Ersin'in babası Hancı Hilmi Ağa otobüs yazıhaneciliği yapardı. Aynı zamanda işçi kahvehanesi olan bu yerde daha sonra Garanti Bankası şubesi açıldı. Belirttiğim bu iş yerlerinin karşısında ayakkabıcı Faik İnaler av malzemeleri satar ve ayakkabıcılık yapardı.Şimdi burada Abdulkadir Bağcı’nın işlettiği güzel bir market var. Bu sokaktan ana caddeye çıktığımızda köşe başındaki dükkânda ise terzilik mesleğini bıraktıktan sonra oğlu Muharrem Unsal ile birlikte tüpgaz bayiliği yapan Mestan Ünsal’ın dükkanı vardı. Şimdi bu dükkanda tavuk satışı yapan küçük bir market var.
Sol köşe başında bugün Türkiye Finans Bankası olan yere varmadan önceki dükkânların yerinde ise uzun yıllar Garanti Bankası faaliyet gösterdi. Bu banka kapandıktan sonra burada beyaz eşya satan mağazalar yer aldı. Şimdi aynı dükkânda unlu mamuller satan simitçi oturuyor.Biraz üstündeki büyük dükkânda ise yine aynı şekilde 50 yıl önce Kırşehirlilere hizmet eden eli yüzü nurlu, güleç yüzlü Kayserili Şekerci Salih Ağa, önce Göçmenlerden Hasan Dörtok ve Recep Denizci ile uzun yıllar ortak olarak Kırşehir'in büyük bir bakkalı olarak hizmet verdiler. Daha sonra Hasan Dörtok ve Recep Denizci birlikte ayrılıp Kapıcı Cami'nin karşısına kendi dükkânlarını açınca Şekerci Salih iki oğluyla birlikte uzun yıllar Kırşehirlilere hizmet etti. Şimdi ise burada geçtiğimiz yıllarda açılan Türkiye Finans Bankası şubesi bulunuyor.
Bu çarşıyla ilgili yazımız uzadıkta uzadıkça uzadığı için bu bölümü burada noktalıyor, gelecek yazımızda eski heykelden Çarşı Camii'ne doğru çıkan sokağa sağlı sollu değerlendireceğiz.
Bu sokakla ilgili derlediğimiz çok güzel anılar var. Giderek yok olan eski değerlerimizi genç kuşağa anlatmak, yazmak görevimiz olsa gerekir.