Merhaba sevgili okurlarım

Bu köşe yazımda sizlerle paylaşmak istediğim konunun temel kavramı ve konusu “Herkes Yaptığı İşi iyi Bilmeli” olacaktır.

Heryerde yapılan çalışmalar, programlar, seminerler vs.vs gündemi o kadar meşkul ediyorki, kimin ne yaptığı kime ne verdiği belli değil.

Bu belirsizlik  içinde ortamı seyreden bizler kendimizce yorumlara bürünüyoruz.Aceba ne yapıyorlar ?

Memleket sevdası KIRŞEHİR oldumu işte ozaman ben yalana yanlışa dur derim, demekte zorundayım.

Bu zamanda öyle destekler, öyle fırsatlar varki sorma bir yerde adamın olsun yeter AMA ADAMIN OLSUN !...

Seni reklam edende, seni baş köşeye oturttanda her yerde çok olur.Yanlışlara bir parmak bastımı sen adam öldürmüş gibi yargılanıyorsun.

Ben kendim Kırşehir ile alakalı yaptığım hizmetlerde hep birleştirici hep yapıcı olmuşumdur.Fakat yanlış olanlarda söylediğimizde düzeltilmiyor.Dahası üst üste gelen yanlışlarla devam ediyor.

Peki uyarmamıza rağmen aynı yanlışları tekrarlayanlar neden kendilerini düzeltmiyorlar ?

Bizler illa yazıp çizeceğizki kendimize cephe aldıralım çok şükür her yazdığımızda bir düşman cephesi oluşuyor.Hani senin amacın hizmetti ? hani senin amacın Kırşehir di ? neden doğruları söyledimi düşman oluyorsunuz ?

Düşman olmayın hemşerim takdir edin, sizleri yanlışlardan kurtarıyoruz teşekkür edin.

Başımdan geçen bir iki olayı anlatayım isterseniz…

Kırşehir’de ticari hayata başlayan bir markamız var Tv ‘lerde ve gittiğimiz her yerde reklamını elimizden geldiğince yapıyoruz.Fakat işin garip tarafı oda bize düşman olmuş herkese bizi şikayet ediyormuş ama üzülüyoruz.

Olayın açıklığı şudur sayın hemşerim;

O üretilen malzeme ile Neşet Ertaş’ın tanıtımının yanlış olduğunu söyledik.Hatta firmayı bile hedef göstermedik.Neşet Ertaş adına bunlar yapılıyor deyince bizde açıkça o kültürün içinde olan bir insan olarak gelin Tv ekranlarında programlarla Neşet Ertaş’ı yaşatalım dedik.

Burda suçlu bensem Firma sahibi hemşerimden ve o malzemeyle reklam yapanlardan  ÖZÜR DİLİYORUM ….

Kırşehir’de geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Uluslararası Neşet Ertaş sempozyumu düzenlendi.

Ve bizlerin bu sempozyumda ne konuşmacı ne araştırmacı nede Neşet Ertaş’ın bizlere miras olarak bıraktığı projeyi sunma gibi bir lüksümüz olmadı.

Aylar öncesinden bu sempozyumun koordinatörü hocamızın bana mail yoluyla ulaştığı ve daha sonrasında bende gerek konuşmacı olarak gerekse içerikde katkı olarak ne yapabileciğimi yazdığım maile, ancak 3,5 ay sonrasında bir cevap geldi.

Ve bana hocamın sitemleri vardı ben konuşmacı olarak gelmek istemişim.

Peki o mali ben attığımda madem hocam okuduydunuz neden ozaman mailime mail olarak cevap vermediniz ?

Konuşmacılarımız var sizde davetlimiz olarak gelebilirsiniz diyebilirdiniz. Ben sizlere kesinlikle darılıp küsmezdim.

Bu organizasyonun haberlerini ve duyurularını elimden geldiğince gerek www.kirsehirlilerdernegi.comDÜNYA KIRŞEHİRLİLER DERNEĞİ web sayfasında gerekse www.kirsehirhabera.com KIRŞEHİR HABER A haber portalında defalarca yayınladım.

Sayın hocam mailime cevap vermediniz ? Sempozyuma davet etmediniz ? Mailimi attım sempozyum bitti ve sonrasında ben köşe yazısı yazdım.”OKUMUŞUN CAHİLİ OLURMU” diye ve siz bana ancak 3,5 ay sonra döndünüz…

Eğer suçlu bensem Hocam sizdende ÖZÜR DİLİYORUM…

Kısacası sevgili hemşerilerim başıma iş açarsam bilinki ya KIRŞEHİR SEVDASINDANDIR yada NEŞET ERTAŞ sevgisindendir.

Saygılarımla

Ünal KAYA