Ali Aydemir
aliaydemir@mucurhem.com
MUCUR’DAN BAYBURT’A YOL UZUN OLDU
02/09/2010 MUCUR’DAN BAYBURT’A YOL UZUN OLDU Acı tatlı 15 yıl geride kalmış, bütün çalışma, hizmet etme azmime rağmen dürüstlüğün, kimsesizliğin ve değişmez prensiplerin kurbanı olmuştum. Dümen sularına girmediğimiz kişilerin acımasız kararları ve hazırlanan senaryolar sonunda Halk Eğitimi Merkezi Müdür Yardımcılığından alınıp, dört çocuğumla birlikte sürgün rüzgârlarının önüne katılarak Bayburt’un yolunu tutmuştum. Çıkan tayinin stres ve sıkıntılarına ilaveten dairedeki kurs öğretmenlerinden birine pazarlamacıdan aldığı eşyalar için kefil olmuştum. Öğretmen arkadaş zamanında borcunu ödemediğinden kefil olarak icra kanalıyla benim maaştan kesintiler başlamıştı. Ya birde mutfağa giren kediyi çıkarayım derken, kedinin can havliyle ellerimi tırmalaması ve parmağımı ısırması sonucunda, kuduz tehlikesine karşı göbekten kuduz iğnesi vurulmam da cabası. Kediyi yakalayıp karantinaya almak için 7-8 kişilik ekiple saatlerce uğraştıktan sonra kediyi gözetim altına aldık. Tarifi yapılmayan bu sıkıntılar içerisinde eşyaları yükleyip Bayburt’un Arpalı Kasabasına varmak için Mahmut KARAKAYA’ların Bedford kamyonu ile yola çıktık. Yedek şoför dâhil 8 kişi ile 18 saatlik uzun bir yolculuk başlamıştı. Sivas – Erzincan arasında bir otobüsün yoldan geçmekte olan koyun sürüsüne dalarak yaptığı tahribat sağa sola saçılmış koyun ölüleri çocukları hayli üzmüş ve etkilemişti. Akşam yaklaşmıştı. Eşyaların yüklü olduğu kamyonun üzerindeki çadırda küçük bir göl oluşmuştu. Eşyaların bir kısmı ıslanmıştı. Ev aramaktan dolayı da yorgun düşmüştük. Bendeki moral bozukluğunun ve stresin nerede olduğunu anlatmama bilmem gerek var mı? 18 saatlik yorucu ve uykusuz geçen saatler çocukları da beni de perişan etmişti. Başka çare bulamamıştık. Okulun konferans salonuna indirdik. Kamyoncuya ücretini ödeyip onları yolcu ettik. Başım müthiş bir şekilde ağrıyordu. Boğazıma bir şeyler tıkanıyordu, çatacak adam arıyordum. O akşam okul müdürünün misafiriydik. Ertesi günü yine ev arama operasyonuna başladık. Nihayet Belediye’ye ait çoğu öğretmenlerin kaldığı otel tipi binanın bir bölümüne yerleşmek zorunda kaldık. İlk işimiz kalacağımız yerin pencerelerini tamir edip badana işini de çocuklarla birlikte aradan çıkardık badana işini bitirdiğimiz sırada o binada kalan dört bayan öğretmenin yanlarında bir öğretmenin annesi de hazırlamış oldukları kahvaltıyı getirmeleri, üzüntülerimizi paylaşmaları, bize yardımcı olma çabaları bizi çok mutlu etmişti. O an bütün sıkıntılarımızı ve yorgunluklarımızı unutmuştuk. Gurbette sıkıntıya düşen bir öğretmene ilk elini uzatanın ve dertlerini paylaşanın yine öğretmen ve öğretmen ailesi olduğunu gördük, yaşadık. O saygı ve sevgi dolu insanları unutmak mümkün mü? Üç yılı aşkın birlikte acı tatlı hatıraları olan Arpalı kasabasını, hoş görülü değerli meslektaşlarımı, uzun süren kışlarını, yağmurunu, çamurunu unutmak istesem de unutamıyorum ki... |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ANNEM - 12/05/2014 |
DOĞALGAZ İMTİHANI - 01/05/2014 |
TAKMA BABAM KAFANA - 24/03/2014 |
GÖRDÜK - 16/03/2014 |
YETKİLER AHTABOTLAŞTI - 05/01/2014 |
MUCUR SEVDAMIZ OLMALI - 19/11/2013 |
ADIMIZ ANDIMIZDIR - 12/10/2013 |
ZORUNLU ATAMALARDA NELER YAŞADIK? - 23/09/2013 |
TUTTUĞUN BALIK, ÜRKÜTTÜĞÜN KURBAĞAYA DEĞMELİ - 11/09/2013 |
Devamı |