![]()
Mehmet ALTIPARMAK
maltiparmak40@mynet.com
Sessiz sedasız kaybolan değerlerimiz!
19/09/2011 Meğerse şu AB ne ulaşılmaz bir birlikmiş! Yıllardır AB’ye girelim diye nelerimizi feda etmedik bu yolda! Feda ettikte girdik mi? Elbette ki hayır ancak kaplumbağanın hacca niyetlenmesi gibi bizde AB’ye girmeye niyetlenmişiz ve tavizleri verdikçe veriyoruz elde ne var? Sıfıra sıfır! Yıl 1996 ve dönemin İktidarı girmeyi hayal ettiğimiz AB uğruna önce Gümrük Birliğine girdik ve ekonomik olarak ağır bir fatura ödedik! Sebebi ise AB üretilen ürünlerin mal güvenliği için bir “CE” belgesi icat etti ve 1996 da Gümrük Birliğine girerken Ülkemize de bir süre verdi bu sürede 2004 oldu ve 2004 yılına kadar “CE” Belgesini önce kendi vererek önemli bir gelir kazandı. 2004 yılında da “siz daha buna hazır değilsiniz” bahanesi ile “CE” belgesi vermeye devam etti! Daha sonra da Belge işlemlerini bitirme aşamasına geldiğinde kandırmaca olarak 7 kalem üründe “CE” Belgesi verme yetkisini vererek bu konuda bizi sömürmüştür! Ne uğruna AB’ye girme uğruna!
Özünde siyasetçi Ülkesinin çıkarları uğruma dün ne diyorsa bugünde aynı şeyleri diyebilmelidir. Ancak Ülkemizde bu özveri olmadığı için siyasetçiye güven kalmamıştır. Fakat siyasetçi toplumun bu özelliğini ve de toplumun üç aydan öncesini hatırlama özürlü olmasını çözünce beceri siyasetçinin hatipliğine ve kıvırmasına kalıyor ki günümüzde böyle becerikli siyasetçiler de toplumu istediği gibi yönlendiriyor. Günümüzde olduğu gibi!
90’lı yıllarda muhalefet partisine mensup bir siyasetçi iken “AB” bir Hıristiyan kulübü oluyor. Ve hitap ettiği toluma “AB bir Hıristiyan kulübüdür biz Müslüman olduğumuz sürece bizi oraya kabul etmezler. Biz iktidara geldiğimizde kesinlikle AB defterini kapatacağız” anlamında ateşli konuşmalar yapan siyasetçi bugün iktidar olduğunda “AB” ye girme uğruna “Zinayı” suç olmaktan çıkaran düzenlemeyi gözünü kırpmadan hazırlaya biliyor. “AB” ye girme uğruna Müslümanlar için etinin haram olduğu ve ismini dahi ağzına almamak için “HINZIR” diye söylenen “DOMUZ” hayvanının kasaplarda kesilmesi ve marketlerde satılmasını serbest bırakabiliyor. Şimdi düşünüyorum da “ZİNA” ve “DOMUZ” serbestliği 57. Ve ondan önceki Hükümetlerin aldığı bir karar olsaydı! Cuma namazı çıkışlarında gerek İstanbul da ve gerekse Ankara da “Din elden gidiyor” çığırtkanlıklarını ve onların arkasına katılan milyonların iktidara tepkisi nasıl olurdu!
Bu arada aklıma gelen bir tefrikayı anlatmadan geçemeyeceğim. Cuma vaizini yapan hoca çocukların giyim kuşamlarını anlatırken “kız çocuklarının edepli giyinmelerini ve bu konuda anne ve babalara büyük işler düştüğünü” söylerken cemaatten biri “Hocam senin kızların etekleri de çok kısa” deyince hoca “gavurun kızlarına da ne yakışıyor” diye cevap vermiş. Anlattığımız elbette ki bir tefrika ancak günümüzde değerlerimiz öyle bir ayaklar altına alınıyor ki! Tefrike diye anlattığımız sanki gerçeğe dönüşüyor gibi! Toplumumuzda tüm dünyayı kıskandıran “Aile Birliğimiz” “AB” uğruna ayaklar altına alınıyor ve ayaklar altına alınmasına öncülük edenler ise sözde yaşantısı ile eğitimi ile İslam’ın doğrularını, inceliklerini, yasaklarını ve maneviyatını en iyi bildiklerini deklare ederek iktidara gelenlerdir.
Acı olan ise herkes afyon yutmuş gibi kimi gerçeği göremeyerek kimi ise kişisel kazancı uğruna bu yanlışı yapmakta ısrar etmekte ve yabancı güçlerin işini kolaylaştırmaktadır. Televizyonda ki dizilere bakınca bu anlattıklarım tüm çıplaklığı ile sergilenmektedir. Bu çıplaklığı da toplum olarak afyon içmiş gibi seyrediyoruz. Kaybolan değerlerimizi hatırlamamak üzere unutuyoruz! Ramazan ayını idrak ettik ve Kurban Bayramı yaklaşmaktadır. Kendi kendimizi ve çocuklarımızı sorgulayabilir miyiz? Kurban kesme telaşımız var mı? Kurban Bayramında keseceğimiz kurbanı mı düşünüyor muyuz? Yoksa yapacağımız tatili mi düşünüyoruz? Kendimizi test etmeye varmıyız? Kendim adına benim cevabım hazır. Ankara’yı bilenler için söylüyorum Çubuk yolu üzerinde CENGİZHAN Çiftliğinde önceki yıllarda olduğu gibi beş altı ortak ile Büyükbaş kesim yapacağız ve sırasını da iki ay önceden aldık! Kendi çevremizde ihtiyaç sahibi olan tanıdıklarımız varken gaza gelip Somaliye kurban gönderemeyiz! Benden söylemesi! Anlayan anlar! Afyon içmiş gibi olanları ise Allah ıslah etsin ne diyelim! Her zaman ifade ettiğim gibi bana ulaşmanız bir e-mail ve telefon kadar yakın olduğunu belirterek hoş ve esen kalın diyor, görüş ve önerilerinizi aşağıda verdiğim e-mail ve telefon numarasına bekliyorum. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
26. Ahilik Haftası kutlu olsun! - 23/09/2013 |
16. yılda unutulmamak! - 10/12/2012 |
Bir çınar daha gitti! - 25/11/2012 |
MAĞDUR OLDUĞUNDA YANINDA! HAKSIZ OLDUĞUNDA DA KARŞISINDA! - 31/07/2012 |
HEPİMİZİN HABER PORTALI “KIRŞEHİR A HABER” - 24/07/2012 |
Şirazeden şimdi mi çıktı? - 11/07/2012 |
Kapanan adliyeler! - 11/07/2012 |
İstenince oluyormuş! - 11/07/2012 |
Bebek katili nerde? - 11/07/2012 |
![]() |