Bu haftaki köşemizin konusu Ülkemizin tek hakem hastanesi olan Numune Hastanesinde yaşanan gariplikler! Zira insan başına gelen olaylar nedeni ile görmediklerini görme fırsatı elde ediyor. Geçtiğimiz hafta ortanca oğlum Kürşat’ın “kıl dönmesi” rahatsızlığı nedeni ile Numune Hastanesinde yaşadığımız olayları sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle şunu belirtmeliyim! Numune hastanesi yurt dışına muayeneye gidecek hastaya rapor verebilen tek hastanedir. Oradan rapor alınmadan yurt dışına tedaviye gidemezsiniz. Ancak gelin görün ki hastane hastane değil tam bir şantiye! Toz toprak içinde ve hastaların hasta olmaması mucize!

Ankara’daki hastanelerin hemen hepsinde olan teknoloji Numune hastanesine daha gelmemiş ve ameliyat olan hasta yakınları hastalarından haber alması için çektiği eziyet içerde ameliyat olan hastadan daha çok ızdıraplı geçmektedir. Hastadan haber alamamanın ötesinde “ibrikçi başı” misali güvenlik görevlilerinin taciz kar davranışları da cabası! Oysa ameliyathane önünde veya servislerde LCD televizyonlarla hastaların ameliyat durumları duyurulsa hiçbir sorun olmayacak! Çile bitiyor mu elbette ki hayır! A Blok asansörleri tam bir teknoloji fukarası! Asansör içinde bir tek uyarı yazısı, güvenlik işaretlemesi ve belediyenin onay yazısı olmadığı gibi asansör hareket edene kadar kapı kapama düğmesini basılı tutmazsanız kapı tekrar açılarak asansörün hareket etmesi engelleniyor! Allahtan millet olarak zekiyiz ve asansöre iki kez binen olayı kavrayıp asansörü kullanıyor! Aynı asansörün hem ameliyat olan hastaları götürmesi hem de hasta yakınlarını götürmesi zaman zaman gereksiz münakaşaların yaşanmasını sağlıyor!

İşin tek iyi tarafı ise Kürşat’ın ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Osman YILDIRIM ve Ekibinin güler yüzlü ve işin ehli olmalarıdır. Aynı zamanda katta bulunan hemşire ve hasta bakıcıların özverili çalışması hastaları memnun etmektedir.

Hastanede yaşanan bir diğer olumsuzluk ise kendi vatandaşımız acil serviste boş yatak yok diye bekletilirken Somali’den gelen hastaların tüm özel servisleri işgal etmeleri ve hastanede ki bütün servislere yatırılmaları “yardım edelim ama nereye kadar “ bezginliğini yaratmaktadır. İktidar “Batıya ders” vermek için kendi insanının sağlığı ile oynamaktadır. Ancak Batınında çokta umurunda olmadığı görülüyor fakat bunu bir tek bizim iktidar kavrayamıyor veya kavramak istemiyor! 

Sayın Başbakan Batının “pantolon paçasından düşecek kırıntılardan” medet ummak yerine Arap ülkelerinden bizim gibi olmaları konusunda net ciddi açıklamalar ve temaslar yapsa daha inandırıcı olur. Şimdi ister misiniz? Diyanet İşleri Başkanlığı yurt genelinde bir açıklama yapıp “ Bu sene kurbanlarımızı Somali’de keselim” deyip! Kampanya başlatıp Ajda Pekkan, Nihat Doğan, Seda Sayan v.b sanatçılar ve tabii ki Sayın Başbakanımız ve ailesi ile bayramı orada gerçekleştirsinler! Olur, mu olur! Belki fikir babası olarak beni de davet ederler! Gider miyim derseniz elbette ki gitmem söz konusu dahi olmaz! Zira Kurban Bayramında üzerimize vacip olan “Kurbanı” ülkemizde çoluk çocuğumuzla birlikte idrak ederek gelecek nesillere kurban kesme kültürümüzü devam ettirmek zorundayız!

Haftaya işleyeceğimiz konu muhtemelen yeni ÖTV’ler ve iktidar kanadında bakanların zamlar ile ilgili farklı yorumları olacaktır. Maliye Bakanı ÖTV’lere “Güncelleme” diyor ancak bu “Güncelleme mi? Vatandaşı Belleme mi?” onu da zaman gösterecektir.

Bu arada Numune hastanesinin katlarında “İstek ve Dilek” kutuları var. A Blok 5.Katta bulunan bu kutuya şikayet ve önerilerimi yazıp isim ve numaramı da bıraktım. Umarım hastane yönetimi bunu dikkate alır veya bizi arar bizde yaşadıklarımızı anlatırız!

 Yazılarıma ilham olması düşüncesi ile bana görüş ve önerilerinizi ulaştırmanız için 0 542 610 40 40 ve maltiparmak40@mynet.com bilgilerim yeterlidir sanırım.

Her zaman olduğu gibi yazıma son verirken, hoş ve esen kalın diyerek mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.    

Saygılarımla

Mehmet ALTIPARMAK