Avrupalı veya dış güçler genel anlamda olayları ve kavramları kendilerince yorumlamış ve bunu da her yere kabul ettirmeyi başarmışlardır. Örneğin “Pabucu Dama Atma” kavramı toplumumuza “dünyaya gelen ikinci çocuğun birinci çocuğun pabucunu dama atması” olarak yorumlanmıştır. Ancak gerçek öyle değildir. Gerçeği, Ahilik Teşkilatının kurulduğu yıllarda üreticinin ürettiği malda bir kusur ayıp olduğunda teşkilat tarafından uyarılmasına rağmen ayıplı mal üretmeye devam ettiği takdirde o üreticinin pabucu işyerinin damına atılır ve o üretici ve birinci derece yakını Osmanlı hudutları içerisinde üretim yapamazmış! Ahilik Teşkilatının o yıllarda Tüketicileri koruması ve Esnaf Teşkilatının çalışma prensiplerini belirleyip disiplin altına alması ecdadımız olan Osmanlı İmparatorluğunun uzun yıllar nasıl hüküm sürdüğünün göstergesidir. Ancak ecdadımızın prensiplerinin günümüze yansımasını istemeyen dış güçler “Pabucu Dama Atma”’nın anlam ve içeriğini değiştirerek günümüze farklı bir şekilde yansımasını sağlamıştır.

Aynı “Pabucu Dama Ayma” gibi dış güçler 13 rakamının uğursuz olduğunu ifade ederek bunu da tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir. Öyle ki Avrupa’nın birçok ülkesinde ki uçaklarda 13 rakamı uğursuz siye uçaklarında 13 numaralı koltuk bulundurmamaktadır. Avrupalının bu 13 rakam hassasiyetini birçok alanlarda uyguladığı görülmektedir. Bu uğursuzluk bize de körü körüne yansımış ve 13 rakamı uğursuzluk olarak kabullenilmiştir. İşin acı tarafı ise THY’da bulunan bazı uçaklarda 13 numaralı koltuk bulunmamaktadır.

Avrupalının 13 rakamını neden uğursuz kabul etmesi ise çok manidardır! Peygamber Efendimizin doğum tarihi olan 571 yılının rakamları toplandığında 13 rakamı çıkmaktadır. Ayrıca İstanbul’un Fetih yılı olan 1453 rakamları tek tek toplandığında yine 13 rakamı çıkmaktadır. İşte Avrupalı Peygamber Efendimizin doğum yılını olan 571’i ve İstanbul’un Fethi olan 1453’ü kendilerince uğursuzluk kabul etmişler ve her iki yılın ortak noktası olan 13 rakamını da bu yüzden uğursuzluk olarak kabul etmişlerdir. Bu belki kendilerince haklı bir gerekçeleri olabilir. Ancak kendilerine uğursuzluk olarak gördükleri tarihin biz Müslüman ve Türkler için ne kadar anlamlı olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

İşin üzücü tarafı ise Dış güçlerin bizlere kabullendirmeye çalıştıkları bu kavramları alışkanlık hale getirmemiz! Geçtiğimiz hafta MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri “THY’da kullanılan uçakların bazılarında 13 numaralı koltukların bulunmama sebebini Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan sorunca gündeme gelen bu konuyu bu hafta köşemde işleyerek yıllarca farklı konularda farklı şekillerde kandırılmamızı siz değerli okuyucularıma aktarmak istedim. Öyle ya! Sayın Başbakanımız “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” dedi! Bizlerde “ŞEYTAN” olmamak için haksızlıklar ve olumsuzluklar karşısında susmayacak ve sizleri bilgilendireceğiz!

Toplumun duyarsızlığı konusunda yaptığım önemli tespitlerimi sizlerle haftaya paylaşacağım. Hafta sonu cumartesi günü idrak edeceğimiz Kurban Bayramının Tüm İslam alemine ve Ülkemize hayırlara vesile olması ve keseceğimiz Kurbanları uzak diyarlara değil yanı başımızda ki ihtiyaç sahiplerine vermemizi dileyerek Bayramınızı kutluyorum. Zira uzak diyarlarda ki Müslümanları düşünürken kendi geleceğimize kurban kesimini unutturarak gelecek nesillere kurban kesme kültürünü unutturacağız benden söylemesi!

Bu arada kurbanların kesilip kesilmediği muamması da cabası! Zira Deniz Feneri, Mehmetçik Vakfı ve Lösemi Vakfının mahkemelik oluşu ve davanın sumen altına sürülmesi unutulmuş değil! Bu üç kuruluş ve işi layıkı ile yapmayanlar yargıda sumen altına sürülmüş olabilir ancak Cenabı Allahın mobesa kamerasında kayıtlı ve huzuru mahşerde bunların hesabı verilecektir! Zira orda sumen altı bulunmamaktadır!  

Yazılarıma ilham olması düşüncesi ile bana görüş ve önerilerinizi ulaştırmanız için 0 542 610 40 40 ve maltiparmak40@mynet.com bilgilerim yeterlidir sanırım.

Her zaman olduğu gibi yazıma son verirken, hoş ve esen kalın diyerek mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.