Anadolu’nun şirin köylerinde eskiden köpekler olur ve geceleri köylerde gezmek cesaret ister ve birde uzun değnek gerekirdi. Cesaret ve uzun değnek olunca da köyde gece dolaşmanın zevki bir başka olurdu! Cesaret ve uzun değneğin bulunmadığı durumlarda ise ya gece sokağa çıkılmaz yada köşe bucak saklanarak istenen yere süratle gidilirdi. Ha bu arada köyde köpek yoksa gezmek tozmak için ne cesaret ister nede uzun değnek ister! Ayrıca böyle durumlarda gezmek güzel olur efelenmek de bir başka olurdu! Bunlar geçmişteki yaşantıların tespitleridir.

Bu tespitlerden çıkarak günümüz de yaşananları kaleme alırsak Meclis çatısı altında rahmetli Bölükbaşı’nın, rahmetli Türkeş’in, rahmetli Ecevit’in, rahmetli Erbakan’ın ve yaşayan Demirel’in bulunduğu dönemlerdeki iktidarlar hiç bugünkü kadar rahat yüzü görmemişlerdir. Sıkıntılı bir iktidarlık dönemi ve bilinçli olarak halkın ne istediğini bilen bir muhalefet veremese de halka gelecek vaat ederek bir umut olmayı başaran akılcı ve önemli bir kitleyi ardından sürükleyecek muhalefet oluşur iktidar da bu nedenle olaylara daha temkinli yaklaşırdı!

2002 yılından sonra iktidara gelen AKP bu konuda geçmişe göre çok şanslı bir durumda ülkeyi idare etmeye veya idare ettiğini zannediyor. Karşılarında muhalefet de olmayınca tabiri caiz ise “Köpeksiz köyde değneksiz “ dolaşmanın zevkini çıkarıyor.

Bir iktidar düşünün ki “Tam gün” yasası diye bir düzenleme getiriyor. Haklı sebepleri de olabilir. Ancak bu düzenlemeden dolayı binlerce hastayı doktorlar türlü bahanelerle tedavi etmiyor ve geciken veya yapılamayan tedavilerden dolayı vatandaşlarımızı kaybediyoruz. Muhalefet kendi iç çekişmelerinden dolayı da bu konuda sesiz kalıyor. İktidar “Tam Gün” yasasından taviz vermeyerek işi inat – murat meselesine getirerek anlaşmazlığı daha da tırmandırıyor ve orta yol bulma gayretine de girmeyerek anayasanın iptal ettiği düzenlemeyi Adalet Bakanlığı ile ilgili maddeler arasında yeniden hazırlayıp Ali Cengiz oyunu ile yasayı istediği gibi düzenliyor. Ancak hasta Sayın Başbakan olunca ne yasa kalıyor ne yasak kalıyor ve Doktor Üniversite hastanesine getirilerek Sayın Başbakanın ameliyatı gerçekleştiriliyor. Sayın Başbakana acil şifalar diliyoruz! En kısa sürede iyileşir ve ustalık döneminin icraatlarını gerçekleştirir. Bu ayrı bir konu  ve bu insani bir dilek temenni!

Ancak muhalefet Sayın Başbakana acil şifa diledikten sonra “Tam Gün” yasası nedeni ile muayene olamayan ve canlarını kaybeden binlerce vatandaşın sesi olmalıdır. Bu konuda muhalefetin bir tek beyanatı var mı? Muhalefet kendi iç meselelerini çözümlemek ile meşgul iken iktidarda ülkenin iç dinamizmini bozmak ile meşgul olmaktadır. İktidar bu faaliyetlerini sürdürürken gündem değiştirmekteki maharetini kullanarak yeni gündemler oluşturup eskiyi küllendirmektedir. Kürt açılım dosyası, AB ye girme çalışmaları, Dersim yüzleşmesi, Ermeni yüzleşmesi, Kiliselerin ibadete açılması ve de Ruhban okulunun yeniden açılma girişimleri bunlara verilecek örneklerden bir kaçıdır.

Muhalefet asli görevinin bilincine tekrar kavuşur ülke meseleleri konusunda İktidarı zorlamaya başlarsa hem kendileri kazanır hem de Ülke kazanır. İktidar da köpeksiz köyde değneksiz dolaşma rahatlığından kurtulmuş olur. Ne diyelim İktidarın bu keyfini bozma adına muhalefetin bir an önce kendisine çeki düzen vermelidir. Tabi buna dış güçler müsaade ederse!!

Yazılarıma ilham olması düşüncesi ile bana görüş ve önerilerinizi ulaştırmanız için 0 542 610 40 40 ve maltiparmak40@mynet.com bilgilerim yeterlidir sanırım.

Her zaman olduğu gibi yazıma son verirken, hoş ve esen kalın diyerek mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.