Bilindiği üzere televizyon kanallarımızın birinde uzun bir zamandır “yetenek sizsiniz” adlı bir program yayınlanmaktadır. Bu programda yurdun değişik yörelerinde kendisinde değişik yetenekler olduğunu iddia eden vatandaşlarımız önce yapılan elemelere katılıyorlar daha sonrada “ Yetenek sizsiniz” programına çıkarak yeteneklerini sergileyerek birbirleri ile yarışıyorlar.

Bu yarışmanın adını birleştirerek yazınca da “Yeteneksizsiniz” şeklinde bir sonuç çıkıyor. Ülkemizde son yılların en ağır kışı geçmesi nedeni ile yurdumuzun çoğu bölgelerindeki yerel yöneticilerin olması gereken yeteneklerinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Yani yarışma programının adını birleştirerek yazınca ortaya çıkan “YETENEKSİZSİNİZ” ifade gibi yeteneksiz oldukları belli olmuştur. Bu yetenek kişilere verilen bir Allah vergisidir. Bu yetenek bazen görevlerini en mükemmel bir şekilde yapmasını sağlar. Bazen ise bu yetenek, iş yapmadan karşısındakileri kandırmaca üzerine kullanılmaktadır.

Bu hafta anlatacağım hadise gazete çıkan burçlar köşesi gibi acaba bizim burayı mı anlatılıyor dedirtecek cinsten olacaktır. Bilindiği üzere tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kış çok çetin geçmektedir. Ülkemizin büyük bölümü kara kışa teslim olmuş ve vatandaşın yaşamını rahat bir şekilde yaşamasını sağlayacak olan yerel yöneticilerimizin ise olmayan yetenekleri sayesinde kar diz boyu derken sıkıntıda diz boyu olmaktadır.

Sizin oraları bilmem ancak Ankara’da kış gelmeden sözde alınan tedbirler çok güzel, kar yağana kadar Ankara’nın önemli noktalarında kar temizleme araçları üzerinde yanıp sönen lambaları ile Ankaralıya güven vermektedir. Ancak Ankaralı sabah gözünü açtığında kar yolları kapamış ortada ne alınan önlemler var! Nede lambaları yanıp sönen kar temizleme araçları var. Son üç yıldır Ankaralı bu filmi izliyor! Bu filmi sadece Ankaralı mı izliyor! Elbette ki hayır! Bu filmi İçişleri Bakanı da izliyor. Zira değişik nedenlerle muhalefet Belediyelere müfettiş üzerine müfettiş gönderen İçişleri Bakanlığı Ankara’nın göbeğinde hatta yeni Başbakanlığın önünde kar yığınları ve hemen arka sokağında kar temizlenmemesi yapılmazken üç maymunu oynar gibi olaylara duyarsız kalması olmayan yeteneği sergileyemeyen yetkililerde bu durumdan cesaret alır gibi hem kekeme hem de geveze olmaktadır.

Bilindiği üzere geçtiğimiz yılda Ankara da kara kış yoğun geçmiş ve yollar temizlenmediği için Ankaralı perişan olmuştu ve yolların zamanında tuzlanmadığı şeklinde eleştirilmişti! Ancak Ankara Belediye Başkanı mevcut iktidar gibi eleştirilere tahammül edemeyerek “inanmayan yolları yalasın” şeklinde talihsiz bir açıklaması olmuştu! Bu sende kışın yoğun geçmesi nedeni ile olmayan yeteneğini sergileyemeyen yetkililer kaldırımları bırakın yolları yine temizleyemediler. Yollarda araçlar hasar gördü kaldırımlarda ise vatandaş düşe kalka işlerine gitmek zorunda kalmıştır. Önemli bir kısmı ise işe de gidemeden hastanelerin ortopedi servislerinde tedavi altına alınmışlardır. Ankara Belediye Başkanı ise ekranlarda pişki pişkin “kaldırımları da siz temizleyin” şeklinde açıklama yaptı. Öyle ya bir önce yolları yalatırken alınmayan tepki sonucunda temizlik imandan gelir desturu ile kaldırımları da siz temizleyin demek istedi herhalde. Şükrettiğimiz tek şey ise Başkan Ankaralılara “kaldırımlardan temizlediğiniz karları yollara atmayın” demedi! Köşem aracılı ile İçişleri Bakanlığı müfettişlerini göreve çağırıyorum.

 Son üç yıldır kar yağmadan nöbet tutarak mesai alan belediye çalışanların ücretleri ve sabaha kadar çalışır vaziyette hazır bekleyen kar temizleme araçlarının yakıt giderleri için yetkililer hakkında soruşturma açılması gerekmez mi?

Görevlerini yapmadıkları için kaza yapan araçlarının hasarları ve temizlenmeyen kaldırımlardan düşerek değişik yerlerini kıran vatandaşların rahatsızlıklarına sebebiyet verenler hakkında soruşturulma açılması gerekmez mi?  Benden söylemesi! Muhalefet Belediyelere kaşının altında gözün var diyen müfettişler nerede acaba??

 Yazılarıma ilham olması düşüncesi ile bana görüş ve önerilerinizi ulaştırmanız için 0 542 610 40 40 ve maltiparmak40@mynet.com bilgilerim yeterlidir sanırım.

Her zaman olduğu gibi yazıma son verirken, hoş ve esen kalın diyerek mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.