Ülkemizde son yıllarda her şey değişti. Değişmeyen tek şey namusu ile helalinden yaşamaya çalışan vatandaşın çektiği çile ve ıstırap! Namuslu ve dürüst vatandaş kullandığı elektrik faturasını günü gününe öder! Ancak devlet kaçak kullanılan elektrik faturasını da namuslu vatandaşın üstüne yıkar! Gariban Kaçak Kullanım Bedeli adı altında kaçak elektrik kullananların faturasını ödemek istemez ise doğal olarak mahkemeye başvurur ve “Yüce Mahkeme” diye başvurulan yerin kendini anlatmaktan ve yücelik makamını korumaktan bir haber olduklarını şaşkınlıkla görür!

Başımdan geçen iki hadiseyi sizlerle paylaşmak ve dertleşmek istedim. Çalıştığım kurumdan 1993 yılında haberim olmadan bir derece almışım! Yine haberim olmadan 2002 yılında yapılan bu başka bir düzenleme ile 9 yıl önce habersiz aldığım derece yine haberim olmadan benden alınmış! Sığınacağımız tek yer Türk Adaleti olduğu için aynı sıkıntıyı yaşayan 40 arkadaşı ile beraber ayrı ayrı dava açarız! Ankara’da sıra sayısı bol ancak aldıkları karar ile kul hakkı yediklerinden emin olduğum İdare Mahkemeleri aynı müracaata farklı farklı kararlar alarak ilk etapta 40 müracaatın 37 sine olumsuz cevap verirler. Olumlu cevap alan 3 arkadaşımız 10 yıldır yapılan yanlışlığın karşılığında 70 – 80 bin TL civarında tazminat alma hakkını kazanırlar. Olumsuz cevap alan 37 arkadaşımızın 30’u Yargıtay’a itiraz ederler! İdari Mahkemeye ve Yargıtay’a yapılan müracaatlarda 150 – 200 TL harç masrafı yatırılır. İdari Mahkemenin iptal ettiği dava nedeni ile şikayetçiden 600 TL çalıştığı kuruma yatırması istenir! Yargıtay’a itiraz eden şikayetçi yeniden 150 – 200 TL daha ödeme yaparlar! İtiraz etmeyenler ise havasını alırlar!( Benim gibi) Neden itiraz etmediğime gelince! 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa değişikliği halka gidilerek yapılan oylamadan sonra Türk Adaletini ve onun uygulayıcıları Hakimlerin adil karar almadıklarını düşünüyorum. Örnek mi! Ergenekon, Balyoz, Andıç ve Islak İmza Davaları!

Örnek mi! Şike Davası ve bu süreçte Aziz Yıldırım’ın içerde yatması! Örnek mi! 3 yıl 7 ay sonra Deniz Feneri Davasının Hakimlerinin aldıkları karar! Bu anlamda Ankara  X İdari Mahkemenin açtığım dava sonucunda hakkım olan 70 – 80 bin TL’yi kaybetmeme sebep olan mahkeme üyelerine hakkımı helal etmediğim gibi yaradan dan tek isteğim aynı haksızlığı bu mahkeme heyetinin kendilerinin veya yakınlarının yaşaması!

Bir diğer başıma gelen hadise ise! Bundan dört ay önce yapmış olduğum trafik kazası! Akşam iş dönüşü başında kaskı, cebinde ehliyeti ve kullandığı mobiletin ruhsatı olmayan biri tarafından gelip bana çarpması ve yaşadığım mağduriyet! Mobilet kullanıcısının kaskının ve ehliyetinin olması suç olmuyor ancak trafiğin raporunda ben haksız oluyorum! Kullandığım arabanın kaskosu nedeni ile karşı tarafın hasarının 17 bin TL’ye kadar ödeme yapması söz konusu iken! Kaza sonunda karakolun görevi olan “alkol muayene” yapılmadığı için kaskı ve ehliyeti olmayan sürücünün beni mahkemeye vermesi! Ve işin daha da ilginci davacının yurt dışında çalışmaya gitmesi nedeni 2011 yılında açılan davanın ilk duruşmasını Temmuz ayında izine geleceği düşünülerek 10 Temmuz 2012 tarihine verilmesi Türk Mahkemelerin Ne kadar yüce! Ne kadar adaletli! Ne kadar adil olduklarının bir göstergesidir. Adalet benim kanaatimce sadece İstanbul Karaköy’de malum yerde bulunmaktadır. Adaleti arayanlar her İl ve İlçelere“Selçuklu mimarisi” kandırmacaları ile kocaman kocaman yapılan “Adliye Sarayları”’ın da değil İstanbul Karaköy’de aramaları daha gerçekçi olacaktır. İki olay benim birebir yaşadığım ve sizlere aktardığım olay! Köşe yazımı okurken aynı mağduriyeti yaşayanların sızlanmalarını duyar gibi oluyorum! Ülkemizdeki bu acı gelişmeler “Bi daha Bi daha Hep Beraber AKP” diyenlere kapak olur inşallah!

Son bir not; Ergenekon, Balyoz, Islak imza v.b. davalar İstanbul’da başlayıp Silivri’de noktalanırken! Çevik Bir Paşa İstanbul’dan alınıp neden Ankara’ya getirildi acaba? Bütün Paşalar İstanbul’da sorgulanıp Silivri’de tutuklanırken İstanbul’da yaşayan Çevik Bir’e Ankara ayrıcalığı nedendir?

Yazılarıma ilham olması düşüncesi ile bana görüş ve önerilerinizi ulaştırmanız için 0 542 610 40 40 ve maltiparmak40@mynet.com bilgilerim yeterlidir sanırım.

Her zaman olduğu gibi yazıma son verirken, hoş ve esen kalın diyerek mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.