Sayın Başbakan hafta sonunda yapılan AKP Genel Merkez Kadın Kolları Kongresinde yaptığı konuşmada kürtaj yaptırmanın “Bu Milleti sinsice silmenin bir planı” olduğunu ifade etmiş ve yapılan her kürtajında “bir Uludere’dir” diyerek işin ciddiyetini belirtmiş. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın “Başbakan Erdoğan’ın “kürtaj ve sezeryen” ile ilgili sözlerini son derece hazin buluyorum ve benim teklifim Sayın Başbakan’ın “vajina bekçiliğini bırakmasıdır” diyerek muhalefet partisi olarak basına yansıyan ilk eleştirisini yapmıştır.
Sağlık Bakanı ise yaptığı açıklamada “gereksiz sezeryan doğumlar yaptırılmaktadır.” Derken neden hayıflanıyor anlamak imkansız! Zira Ülkenin Sağlık Bakanı olarak 2002 yılından itibaren görev yapmakta ve hastaneler de yapılan “sezeryanlar” için önce bilinçli olarak göz yumdular özel hastaneler ve Devletin hastaneleri döner sermayeden bu işi kazanç kapısı yaptı! Sayın Bakan ancak ayıkıyor!
Sayın Başbakana sormak isterim “Bu Milleti sinsice silmek isteyenler” sadece “kürtaj ve sezeryan” yaptırarak mı gerçekleşiyor! Açılım dosyası ile Ülkeyi bölmenin adımları atılmadı mı dersiniz!
19 Mayıs’ta Atatürk Anıtına çelenk koymak isteyen Dikili Belediye Başkanını engelleyen güç Esenyurt’a 100 metrelik PKK bayrağının açılmasına ses çıkarmayan güçler “Bu Milleti sinsice silmenin planını” sayenizde devreye koymuşlardır. Kürtaj ve sezeryan toplumun dini duygularının maneviyatın azalması ile yükselen bir orandır. Sayın Başbakana yine sormak isterim istatistiki kayıtlar ellerinin altında İktidara geldikleri 2002 yılından on yıl öncesi ve on yıl sonrası “kürtaj ve sezeryan” sayılarını bir incelettirip onu da keşke AKP Genel Merkez Kadın Kolları Kongresinde seçmenleri ile paylaşsa daha iyi olmaz mıydı?
Gerçi gerek hükümetin gerekse kabinede bulunan Bakanların son günlerde dillerinde söyledikleri ile kalplerinden geçenlerin birbirini tutmadığına çeşitli açıklamaları ile gözlemliyoruz! Kabine üyeleri arasında bir eksen kayması çok net bir şekilde görülmektedir! Uludere’de ölenler için Sayın Başbakan özür dilerken İçişleri Bakanı “zaten onlar kaçakçıydı onlar için özür dilenecek bir şey yok” demektedir. Aynı çelişki geçtiğimiz yıllarda Kars’ta AKP’li Belediye tarafından yapılan ve Sayın Başbakanın “Ucube” dediği anıt için o günlerde Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve Sayın Başbakan’ın tamamen birbirinden zıt açıklamaları yandaş medya tarafından kamufle edilmişti!
İktidar iktidar olmalarını önce Amerika’ya ve daha sonra ise yandaş medyaya borçludur! Bilindiği üzere gazetecilik toplumda gelişen olayları doğruca dürüstçe kamuoyunu bilgilendirmektir. 2002 yılında başlayan AKP iktidarının yanlışlarını (ki saymakla bitmez) günümüze değin hangisini yazdılar! Yazılarımın çoğunda dillendirdiğim, Sayın Başbakanın Keçiören’deki evinde her gün balkona çıktığında görmek zorunda olduğu “Cumhuriyet Kulesi” bilindiği üzere 2009 Mart ayından beri bir çivi çakılmadan gerçek ucube gibi bekletilmektedir. Kars’taki ucubeyi gören ancak gözünün önündeki ucubeyi görmemezlikten gelen Sayın Başbakan bunu nasıl açıklar acaba!
“Bu Milleti silmenin sinsice planı” ülkemizde sadece “kürtaj ve sezeryan” ile olmamaktadır Sayın Başbakanım. Bu planda “Açılım dosyası” “Alt Kimlik” ve “BOP” projeleri de bunun diğer ve en önemli halkalarıdır! Milletimiz üç ay öncesini çok çabuk unutmakta ve söylenen her şeyi yeni bir gelişme olarak algılamaktadır! Söyleyene değil Söyletene bakmak lazımda!Kiminle bakmak lazım o biraz sıkıntılı! Zira herkes afyon içmiş gibi “Bi daha Bi daha diyordu” tekrar diyecek mi bekleyip göreceğiz!
Yazılarıma ilham olması düşüncesi ile bana görüş ve önerilerinizi ulaştırmanız için 0 542 610 40 40 ve maltiparmak40@mynet.com bilgilerim yeterlidir sanırım.
Her zaman olduğu gibi yazıma son verirken, hoş ve esen kalın diyerek mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.