Ünal KAYA
unalkaya40@hotmail.com
BEYAZ İLE SİYAHI AYIRMAK
17/09/2011 Bir insan ömrü hayatında, sevgiyi saygıyı bilmezse yapacağı hizmette bilmez,bilemez.Bir insan her zaman büyüklenip kendinde çok şey görüp seni hor görürse, demekki dünyanın düzeninde sorun var.Yada çevresindeki çok bilmiş, para delisi insanlarda. Paranın eliyin kiri olduğunu düşün, makam ve mevkininde bir tahta tekerlekli kağnı olduğunu düşün.Elini yıkayınca kir çıkar, akar ve gider.Kağnının tekeride dağda, bayırda, bilinmedik bir yolda, sert bir kayaya denk geldimi, yerinden çıkar ve yuvarlanarak dere aşağıya yol alır.Noluyor bana diye nara atarsın ama bu kabadaylık narası deyil ölüm korkusu olan bir acı narası olur anlayamazsın. Ha burada ölümlü bir dünyada yaşadığımızıda hatırlamamız lazım.”Bugün ölecekmiş gibi ahrete, hiç ölmüyecekmiş gibide dünyaya çalışmalıyız” yanı yüzde elli bir hayat şansı.Peki bazı zaman çok bilmişlik yaparken dünya malına tapmak niye, damak kâr olup, kıt kanaat geçinerek hayat mücadelesi veren insanlara çatmak niye.Aynı bayrak altında okumadık mı? Aynı havayı teneffüs etmedik mi ? yok diyorsanız demekki sizinde tabiatınız bozulmuş hiç bir şeyi görmüyorsunuz; körsünüz. Herkesin bir Ülküsü olmalımıdır ? ben diyorum olmalıdır.Size zaten sormuyorum çünkü ben Ülkücü deyilim diyeceksiniz.Ne bu lahana ne bu maydonoz demek zorundayım.Ülkü demek ilke demek, ideal demek ilkesi ideali olmayan insan, hiçbir halta yaramaz.Ama şunu söyleyim sizlere, imkanı elvermeyen geçim derdine düşmüş insan bazen ülküsünde ilkesinde şaşırıyor.Şaşıranı hor görmeyin sakın, onları dünya parasına değişenleri hor görün.Ülküsünü ve ilkesini şaşıranlar ÜLKESİNİ asla ve asla şaşırmazlar.Çünkü yüreğindeki nabız atışı,çaresiz yaşamayı gerektirsede, yılmayan bir iman ile hayata tutunduğunu herkesin bilmesi lazım. Garip demek yalnız ve kimsesiz demek.Garipsemek derler bizde yani özlemek.Garip – semek (garipsemek), garibine tuhafına gitmek anlamınada geliyor.Ama bizde özlemek demek.”Gurban olduğum nörüyon garipsedik seni , giden sene bıldır izine gelmedin, bu sene izine gelirsin zaaar …..”diyerek bir Ayşe Teyzeyi düşünün.Ne tuhaf sözler değil mi ! Ama aslımız buysa bizim.Ömer’e Omar demek varken Ömer Bey dediğimiz günleri ne çabuk unuttuk.Zaten bizler hep unutmak için yaşadık ve yaşıyoruz.”Neden Garip garip ötersin bülbül, sende benim gibi yarelimisin” ne güzel demiş Türkü Baba Neşet Ertaş.Demekki gariplik yalnızlıktan değil yüreğindeki güzellik ve insan sevgisinden , herkese inanmasından geliyor.Tam manasıyla Garip’misin ozaman sen tertemizsin arkadaş. Neleri unutmadık ki ! Babanın çilesini, kah arap çöllerinde, kah gurbet ellerinde çalıştığı günleri.Sanki onlar değildi bizleri zor şartlarda büyüten.Sanki analarımız değildi iki sacın arasında saç somunu yapıp, gufalı sobanın basında kah elini yakarak kah bezle ırbığı tutarak, patetes közleyip, ekmek gevreten.Nolduda simdi her şeyi unuttuk lükse daldık, zaman değiştiyse Allah’ım bize nimetler sunduysa, daha çok şükrederek bu nimetlerden faydalansak kötümü olurdu.Elektrikler kesilince gaz lambasının kıymetini anlasak.Baba ve ana gölgesinde yaşarken onların bizlere dişinden tırnağından artırıp yemeden içmeden uşaklarım rahata ersin bizler zorluklar çektik onlar çekmesin diyerek, biriktirip bu günlere getirdiği dünya malına güvenerek değilde, onların üzülmemesi için onlara layık evlatlar olsak kötümü olur. Düşünün mücadele ediyorsunuz hayatnızda, zorluklarla boğşurken bir türlü hedefinize ulaşamıyorsunuz.Çevrenizdeki insanların maskotu oluyorsunuz.Ya dalga geçerler ya kendilerini örnek gösterirler.Siz sanıyormusunuz bu insanlar çıkarcı, vurdum duymaz, işin kolayına kaçıyor.Sanmayın öyle ! demekki vatandaş yapıyorsa, yapmışsa ve mücadele ediyorsa hedefi vardır.Hedefsiz insan başaksız buğdaya benzer.Sap ve samandan ibaret kalır, taneleri olmaz.Demekki hedefi olan insan bir buğday tanesi gibi toprağa atılınca, bir başaktan kaç tane buğday tanesi çıkarıp, harman oluyor.Ozaman bu insan uğraşıp çabaladıkça olmuyorsa, kusura bakmayın ama yanında bulunan tump tumpa duran o tarlada bir sorun var.Ya bu tarlanın harmanında gözü var yada tumpundaki taşların yerini değiştirmiş. Suçlu ve suçu ararken … Dava ediyorlar elinde gücü var.Sanık masasına herkesi oturtturuyorlar.Gücü olan farklı konumlarda olduğu için kendini hakim sanıyor ya yok oda olmaz savcı onun üstünde oda olmaz derken kendini bir anda elindeki güçle (parayla) mahkeme başkanı sanarak, Davayı kurar, davacı kendisi, mahkeme başkanı kendisi, sen davalısın mahkeme onun elinde, sen terliyorsun kızarıyor bozarıyorsun, soruyor soruyor, sinirleniyor elinde delilinde yok sözlü savunmadasın, bir anda atak yapıyor ve sen haklıyken elinde gücü olan hakim beyime haksız duruma düşüyorsun. Ve Karar Paran yok … Gücün yok … Arkanda kimsen yok … Sen dünya malına tapmıyorsun … Sen dünyada fazlasın kardeşim aldığın nefesindede gözüm var diyor ve seni hayattan men ediyorum…. Hadi hayırlı olsun diyelim. Konuşmasak dilimiz şişer ya arkamızdan başlarlar hemen, Allah kurtarsın, buda gelir buda geçer, sayılı gün işde, bir çaresini buluruz merak etme, ne yere bakan yürek yakanmış gibi yakıştırmalarla hayat yaşıyoruz. Artık, BEYAZ ile SİYAH’I AYIRALIM .. Hangi zamanda yaşadığımızı bilelim.Herşeyi ben biliyom demeyelim.Bin bilsende bir defeda olsa bir bilene sor … Beyaz ile Siyahı’da ayır. Saygılarımla Ünal KAYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Şartlar Olmamızı Gerektiriyorsa MİLLETVEKİLİ'de Oluruz. - 28/08/2014 |
Çok ŞÜKÜR Allah'ım !.... - 15/04/2014 |
Yardımlaşma ve Dayanışma,Ayrışma ve Kutuplaşmayamı Gidiyor - 24/03/2014 |
Kime ne için NEŞET ERTAŞ ödülü verildi anlamış değiliz - 21/10/2013 |
SAHİ BİZ KİMİN ADAMIYIZ ? - 23/06/2013 |
ÖZÜR DİLİYORUM - 03/06/2013 |
Okumuşun Cahili Olurmu? - 19/05/2013 |
SİYASET İÇİN DERNEK KURULMAZ - 18/04/2013 |
DÜZENİN İÇİNDEKİ DÜZENSİZLİKTE RAFTAKİ SAKLI “KUL HAKLARI” - 13/03/2013 |
Devamı |